ÇATALHÖYÜK 2005 ARCHIVE REPORT
Excavations of the SEL Area
Dr. Asuman Baldıran, Arş. Gör Zafer Korkmaz
Directors: Prof. Dr Ahmet Tırpan, Yrd. Doc.Dr. Asuman Baldıran, Arş. Gör Zafer Korkmaz
Site Assistants: Dilek Coşkun, Vildan Konaç, Sevgi Gürdal and Şenay Öcal
Konya Ili Çumra Ilçesi Küçük Köy sınırları içinde bulunan Çatal Höyük doğusunda, III. derece sit alanı içinde 2005 yılı yüzey araştırmaları ve jeofizik etütleri 09.09.2005 ile 22.10.2005 tarihleri arasında belirlenen üç alanda S.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji bölümünden Yrd. Doç. Dr. Asuman Baldıran, Arş. Gör. Zafer Korkmaz, Dilek Çoşkun, Vildan Konaç, Sevgi Gürdal ve Şenay Öcal’dan oluşan bir ekip tarafından yürütülmüştür.
-
Höyüğün doğu yönünde bulunan105x80 m ölçülerde ki I. parselde
-
Höyüğün yaklaşık 500 m güneydoğusunda bulunan doğu-batı doğrultusunda sulama kanalının 300 metrelik bölümünde
-
Efe Köy mevkisinde.
Bu alanlar dışında: Küçük Köy, Karkın Kasabası ve Çumra merkez Sırça Höyükte mimari elemanların ve heykeltıraşlık eserlerinin tespiti yapıldı.
Höyüğün doğu yönünde bulunan ilki 48x100 m ve ikincisi 48x50 m ölçülerde iki parsel, rezistivite (özdirenç) ve Jeoradar denilen jeofizik yöntemleri birlikte kullanılarak toprağın dokuz metre derinliğine kadar tarandı. Iki parselin belirlenmesinde yüzeyden toplanan seramik malzemenin dağılımı göz önüne alındı. Jeofizik etütleri T.K.I. Genel Müdürlüğüne bağlı Jeofizik Yük. Müh. Ismail Ergüder, Jeoloji Mühendisi Abdulkadir Sucu ve Jeoloji Mühendisi Öner Özdemir tarafından yapıldı. Yapılan etütlerde her iki parsel içerisinde farklı anomali veren alanlar tespit edildi (I.-II. Parsel).
Jeofizik raporunda da belirtildiği gibi her iki parselde de düşük özdirenç değerleri bu alanlar içindeki plaket, marn, mermer ve kireç taşı gibi yüksek özdirençli kayalardan oluşan, kültür varlılarının göstergesi olamayacağı şeklinde yorumlansa da, Neolitik döneme ait alan içinde yapılan test ölçümlerinde elde edilen verilerin ışığında değerlendirildiğinde olası arkeolojik nesnelere işaret edebileceği de göz ardı edilmemelidir. Jeofizik raporunda gösterildiği gibi, saptanan anomalilerin neyi ifade ettiğinin kesin olarak belirlenmesi amacıyla önümüzdeki 2006 yılı kazı sezonunda, önerilen kazı lokalizasyon haritalarında kırmızı renkli taralı alanlarda sondaj çalışması planlanmaktadır.
Höyüğün doğu eteklerinde bulunan arazilerden toplanan malzeme yukarıda belirtildiği üzere üç bölgeden gelmektedir.
I. Bölgede yapılan yüzey araştırmalarında cam, obsidiyen, taş aletler ve seramik malzeme toplanmıştır. Seramik malzeme geniş bir zaman dilimine ve çeşitliliğe sahiptir. Toplanan parçalar açık ve kapalı kap tipleri ile ince ve kaba yapıda hamura sahip seramiklerden oluşmaktadır. Seramik malzeme; yerel üretim veya taklitler ile gerçek sigillata örnekleri, düşük sıcaklıkta gevşek yapılı pişmiş ve üzerinde dalga kazıma süslü geç antik çağ ince seramikleri ile günlük kullanıma ait olduğu düşünülen bir çok kaba yapılı seramik ve pişirme kabı örneğine rastlanmıştır. Malzeme M.Ö. 1. yy dan geç antik çağa kadar dağılım göstermektedir. Bu alanda ele geçen malzemeler içinde en eski tarihli olanı, obsidiyen mızrak ucudur, ayrıca aynı bölgeden çok sayıda küçük obsidiyen parçalarda toplanmıştır. Belirtilen malzeme dışında siyah ve açık kahve renkte boyalı ve yivli fresk parçası dikkat çeken ilginç bir örnektir.
II. Bölgede yapılan araştırmada malzeme çeşitliliği cam, obsidiyen ve seramikten oluşmaktadır. Toplanan seramik malzemenin dağılımı I. Bölgede ile benzerlikler göstermesine karşın bu alanda elde edilen malzemenin tarihsel dağılımı I. bölge örneklerine göre farklılık taşımaktadır. Bu alandan toplanan seramikler içinde yer alan, içe dönük kenarlı tipteki çanaklar ve boya bezekli örnekler Hellenistik döneme ait malzeme bulunduğunu göstermektedir. Bu dönem eserlerinden başka I. bölgede olduğu gibi Geç Antik Çağ’a ait günlük kullanım seramikler de bulunmuştur.
III. Bölgede yapılan araştırmada seramik malzeme toplandı. Malzemenin dönem olarak dağılımının çeşidi Demir Çağından Geç Antik Çağa kadar günlük kullanım malzemesi vermiştir.
Her üç bölgede bulunan arazilerde yıllardır tarımsal faaliyetin yapılması, rüzgar erozyonu ve 1990’lı yıllarda bu arazilerin tesviye işleminden geçirilmesi sebebi ile gerçek anlamda yüzey malzemesinin nasıl bir dağılım gösterdiğini net olarak anlamak maalesef mümkün değildir.
Höyük çevresinde bulunan Küçük Köy, Karkın Kasabası ve Sırça Höyükte tespiti yapılan mimari elemanlar ve heykeltıraşlık eserlerinin Geç Roma Dönemi ve sonrasına ait olduğu düşünülmektedir. Küçük Köy içinde bulunan eserler: sütunlar, kaideler, altar, yazıt ve parapet duvarına aittir. Karkın Kasabası içinde de benzeri özelliklerde ve Geç Roma dönemine ait, yazıtlı mezar stellerine rastlanmıştır. Çumra merkeze bağlı Sırça Höyük üzerinde ise Taşkent-Ermenek yöresinden getirildiği belirtilen heykeltıraşlık eserleri incelenmiştir. Bu eserler arasındaki sağlam durumdaki, ostotek ve kapağı incelenmeye değer tek parçadan oluşan ve ölü gömme adetleri ile ilgili önemli bilgiler veren bir örnektir.
Introduction
The 2005 season archaeological survey and geophysics work were undertaken between the 09.09.2005 and 22.10.2005, by Yrd. Doc.Dr. Asuman Baldıran, Arş. Gör Zafer Korkmaz, Dilek Coşkun, Vildan Konaç, Sevgi Gürdal and Şenay Öcal (all from the Selçuk University, Science and Literature Faculty, The Dep. Of Archaeology), in three areas within the 3rd degree SIT area which is on the east of Çatalhöyük.
-
On the subdivision of a land (105x 80m) which is on the east of the mound.
-
On the 300m part of the water channel which is about 500m south east of the mound (east-west direction).
-
Around Efe Köy.
A part from these areas, architectural and sculpture fragments were identified in Küçükköy, Karkın and Sırça Höyük (Çumra central).
Two subdivisions of the land that are on the east of Çatalhöyük (48x100m, 48x50) were surveyed down to the 9m depth of soil, by using resiztivite and Jeoradar methods. The distribution of the ceramics collected, determined the areas of subdivision. Geophysics work was undertaken by the Geophysics engineers Ismail Ergüder, Abdülkadir Sucu ve Öner Özdemir (all from the T.K.I General Directorate). During the survey, different anomalies were identified within the both subdivisions.
As it was mentioned in the Geophysics report, even though the low value of resiztivite in the both subdivisions was explained as the reason for the non-indication of any archaeological material which is made of plaket, marn, marble and lime that have high resiztivite, when the test results within the Neolithic area were examined in relation to those, the existence of the archaeological material might be possible. In order to extract a meaningful result from the collected anomalies which are presented in the 2005 survey report, it is suggested that some sondage work need to be undertaken during the 2006 season, on the red marked areas that were drawn on the excavation localisation maps.
The materials that were collected from the eastern skirts of the mound are derived from three areas.
A lot of glass, obsidian, stone tools and ceramics were found during the survey undertaken in area I. The ceramic material presents a variety and fits in a larger time scale. They are in the form of open and close vessels as well as are made of both fine and coarse clay. We have come across locally manufactured or faked ceramics, real sigillata examples, low fired, late period ceramics with an incised wave decoration and many coarse ceramic vessels which were possibly for the daily use.
The dating of the ceramic material ranges between the 1st century BC and the late antiquity. The oldest material that was found in this area was an obsidian arrowhead. A large number of small obsidian fragments were also collected from the same area. A part from these materials, a fragment of black and light brown coloured, grooved fresco was considered to be an interesting find.
The survey of Area II presented glass, obsidian and ceramic materials. Even though the distribution of the ceramic material was similar to those collected in Area I, the dating of the material differ between the two areas. Some of the concave rimmed and painted pottery can be considered an evidence of the Hellenistic period. Moreover, a number of late, daily used ceramics were found.
The survey of Area III only presented the ceramic material. The material dates between the Iron age and the late antiquity.
Due to all three areas being exposed to the agricultural activity, wind erosion and the planning for many years, it is difficult to understand the distribution of the surface material in real terms.
Architectural and sculpture fragments that were found in Küçükköy, Karkın and Sırça Höyük are thought to be from the Late Roman period and later. The fragments examined in Küçükköy possibly belong to the columns, pedestals, altars, inscriptions and a parapet wall. There were also some inscripted stelae found in Karkın which are dated to the late Roman period. In Sırca Höyük, we examined some sculpture fragments that are known to be brought from the Taşkent-Ermenek region. One of these fragments was identified as an ostotek which presents an important information in relation to the burial practices around the region.
© Çatalhöyük Research Project and individual authors, 2005